Bebeklikten başlayıp ergenliğe kadar süren uyku her zaman büyük problem. Daha doğar doğmaz uyku problemi yaşayan bebekler anne ve babalarını uykusuz bırakır. Çocuklar büyüdükçe uykuları da düzene giriyor. Evet bu doğru eskisi kadar sıkıntılı olmuyor en azından ama bu seferde uyurken yanında birisinin olmasını istiyor, ya da kendi yatağında yatma ile ilgili sorunlar yaşanıyor.
Yurt dışında doğup büyüyen çocuklarda böyle bişey yok. Daha minnacık bir bebekken odalarını ayırıyorlar ve çocuk kendi odasını benimsiyor. En rahat uykusunu da en korkunç rüyaları da odasında görüyor. Böylece anne-babanın yatağına gelme isteği daha en baştan ortadan kaldırılıyor.
Her iki çocuğumu da 3,5 yaşına kadar yanımda yatırdım. Aaaa evet çok ayıp hiç olur mu? falan demeyin bal gibi de oldu. Çocuk yetiştirmede herkes kendi doğrusunu yaşar. Eşim de bende çalıştığımız için sabaha kadar iki oda arasında mekik dokumaktansa yanımızda yatırıp o eşsiz evlat kokusuyla uyuduk yıllarca. Hiç de şikayet etmedik şunu hemen belirteyim bunun doğru olduğunu savunmuyorum asla.
Yaklaşık 1 yılı aşkın bir zamandır süren Onur'u yatağına alıştırma çabaları şükürler olsun ki 2 aydır sonuç verdi. Artık ben büyüdüm diyor kendi yatağında uyandıkça :) Bir de 5 yaşını bitirme hevesleri var. Kendi yatağında uyumazsan 5'i bitiremezsin dediğimden bu yana daha az geliyor bizim yanımıza :) İkinci çocuk olmasından mütevellit biraz daha tecrübe sahibi oluyor insan. Aynı şeyleri Görkem'de de yaşamıştık. Sonra sonra gelmez olmuştu yanımıza. Bu aralar Onur çok sık korkulu rüyalar görüyor. Evin içinde kırmızı gözlü kediler dolaştığından, tepesinde bıçak fırlatan bir palyoçadan bahsediyor :) Televizyonda izledikleriyle ilgilidir diyeceksiniz. Yaz başından bu yana adam akıllı televizyon izlemeye bile çok vakitleri olmuyor. Onur'un bu durumuyla ilgili bugün biraz araştırma yapınca anladım ki korkulu rüyalar görmek de çocukların gelişimsel sürecinin bir parçası...
Araştırmalara göre 5-7 yaş korkulu rüyaların en yoğun olduğu döneme denk geliyor. Bu dönemin gelişimsel özelliklerine bakıldığında; çocukların evden ayrılarak, okula başladıkları evin dışında birçok sosyal aktiviteye katılarak, bireyselleşmesiyle başladıkları bir dönem olduğu görülmektedir. Çocuğun yaşı büyüdükçe çevresi üzerinde daha fazla kontrolü olduğunu fark eder. Böylelikle korkulu rüya görme sıklığı azalır. Bu araştırma sonuçlarına tek kelimeyle AMİN diyorum. Çok çok amin :)) Çünkü bebekken yaşattığı uykusuzluktan sonra biraz rahat uyumak istiyorum artık ;)
Ne zaman benim bıdıklar gece korkup yanıma gelseler, kendi çocukluğum aklıma gelir. Şöyle bir sahne canlanıyor zihnimde "inanılmaz kötü bir rüya görmüşüm artık ne gördüysem. Çocuk kalbim güp güp atıyor korkudan zannedersiniz yerinden çıkacak. Ve annemin yatağında alıyorum soluğu. Anne şefkatiyle sımsıkı sarardı. Annemin kollarından kimse alamaz beni rahatlığıyla anne kokusu eşliğinde uyuduğum uykuların tadı bir başkaydı. İşte tam da bu sebepten benim evlatlarım da annemin bende bıraktığı bu güven, şefkat ve sevilme duygusunu alsınlar. Korkulu rüyalarından sonra hafızalarında hep böyle güzel anılar kalsın. Aslında uzmanlar çocuklar korkunca almayın yanınıza sadece onlara kendi yataklarının başında uykuya dalıncaya kadar eşlik edin diyor. Yanımıza alırsak "evet çocuğum gerçektende korkacak bişey var o sebepten seni yanıma alıyorum" mesajı veriyormuşuz. Üniversitede çokça çocuk psikoloji okumama rağmen kitaplarda yazanlarla gerçek hayatın birbirine uymadığına fazlaca şahit olmuşluğum var. Bence siz bu konuda uzmanların dediğine çok da kulak asmayın.
Rüyasında korkup sizin kollarınıza sığınmak isteyen çocuğunuza şunalrı yapın yeter ;)
* Bunun sadece bir rüya olduğu, gerekirse ışıkları yakarak evimizde güvenli bir yerde olduğumuzu göstermek,
* Korkusunu anladığınızı hissettirin, neyden ve neden korktuğunu anlamaya çalışın,
* Güvende olduğunu çocuğunuza bunun üstesinden gelebileceğini hissettirin,
* Çocuğunuzun korkusunu besleyen durum, olay ya da imgeleri azaltmaya çalışın, (Sizin kollarınızda olsa da bunları ortadan kaldırmadığınız durumda bile uykuya dalmasına engel olabiliyor.)
Herşeyin ilacı sevgi olduğu gibi, işte çocukların korkulu rüyalarına son vermek de sevgi, şefkat, güven ve anlayıştan geçiyor. O zaman onlara sımsıkı sarılıp, bütün anlarınızın tadını çıkarmaya bakın derim ben ♥
Sevgilerimle Ülkü...
Sevgi bütün korkuların üstesinden geliyor diye düşünüyorum.Güzel bir yazı olmuş.Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilÇok doğru yerlere değinmişsiniz. Gerçekten de sevgi ve ilginizi gösterdiğiniz sürece çocuk çabuk atlatacaktır korkusunu. :)
YanıtlaSilGörkem ile Onur aynı odayı mı paylaşıyor?Eğer öyleyse belki abisi de avutabilir onu diye düşündüm ama tabi anne başka oluyor.
YanıtlaSilNe kadar doğru ve güzel anlatmışsınız.Sevgi herşeyin yardımcısı..
YanıtlaSilÇocuklarımız hep güzelliklerle karşılaşsımlar inşallah.
Blogunuzu takibe aldım. Banada beklerim.
Sevgiler