Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

22 Aralık 2016 Perşembe

Bizden Haberler

umut ile ilgili görsel sonucu
Ülkemizin içinde bulunduğu durum ortada zaten anlatmaya gerek yok hepimiz acıyı derinden yaşıyoruz. Hal böyleyken ruh halimizin çok iyi olduğu söylenemez. Gündelik telaşlarımız içinde evlatlarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken, ufacık hastalandığında bile gözünün içine bakan biz anneler için durum daha da vahim. Geleceğe dair umutlarımızla oynanan şu günlerde malesef ki hayata kaldığım yerden devam edemiyorum. Hiç bir şey olmamış gibi yapamıyorum. Acının üstüne bir acı bir acı daha tam toparlanıyoruz derken bir yenisi daha. İki erkek annesi olarak evlatlarımı nasıl bir gelecek beklediğini düşündükçe yaşama sevincim tükeniyor, geleceğe dair umutlarımı yitiriyorum. Koca bir yılı geride bırakırken bütün kötülüklerin bu yılda öylece kalmasını diliyorum. 

Bu moral bozukluğuyla hayata devam etmeye çalışırken, 3-4 gündür evdeyim. Onur hem bronşit hem de zatüriye olmuş. Annelik görevimin yanında ek iş olarak hasta bakıcılığa terfi etmiş durumdayım. Neredeyse nefes alamaz halde doktora götürmüştük. Şükürler olsun bugün biraz daha iyi. Zaten kış gelince hastalıklar bizim eve uğramasa şaşıracağım. Teker teker de gelmiyor. Birisi hastalanıyorsa diğeri de hastalanıyor. Şu anda ikisi birden hasta öksürmekte birbirleriyle yarışıyorlar adeta :((

Dışarıda kar yağmaya devam ederken kar kalınlığı 30cm olmuş. Okullar tatil... Hayat durmuş gibi... Ben nasıl kışın doğdum bilmiyorum. Kar yağınca hele de bu kadar çok yağınca içim daralıyor. Lapa lapa yağışını izlerken, aklıma salep takılıyor. Evet evet salep içeyim derken diyette olduğum aklıma geliyor. 3 haftada 3,5 kilo hiç fena değil, öyle diyetisyene falan gitmedim. Telefonuma kalori takip programı yükledim. Yıllar önce yine bu şekilde 2 ayda 4 kilo vermiştim. Diyet yapmakta bir kaç püf nokta var. Nefsine hakim olabilmek, günlük kalori değerini aşmamak ve süreklilik arz etmesi. İlgilenen arkadaşlara programı şiddetle tavsiye ederim. ''Fatsecret'' programın ismi yazılımını çok beğendim. Çok güzel geliştirilmiş. Bütün ihtiyaçlarımı karşılıyor. Kilo almak veya vermek ya da kiloyu korumak için geliştirilen programda günlük alınması gereken kalori değerlerinin yanında, egzersiz günlüğü mevcut. Alınması gereken karbonhidrat, protein ve yağ değerleri bile hesaplanıyor. Bi göz atın derim ;)

Elimde uzun süredir sürünen George Orwell'in 1984'ü hala bitmedi. Hep aksilikler üst üste geldi. Hasta bakıcılığın yanında bir de kitap okursam bundan iyisi can sağlığı...Yılı bitirmemize sayılı günler kala elimde kalan kitaplarımı bitirebilmeyi hedeflerken, Allah'tan bir mani gelmezse tüm yıl boyunca okuduğum kitaplarla ilgili bir post da yazarsam benden iyisi yok... 

E sağlıcakla kalın o zaman... 
Devamını Oku »

9 Aralık 2016 Cuma

Anne Özlemi...

anne ve evlat ile ilgili görsel sonucu
Bu sabah bloglarda gezinirken Dilek Eren arkadaşımın yazısı gözüme çarptı. Blog hayatıma başladım başlayalı sürekli takip ettiklerimdendir. Anneciğini kaybetmiş. Yüreğinde yaşadığı tüm acıları bloğuna dökmüş. Anne konusu bende öyle hassas ki. 18 yaşımdaydım annemi kaybettiğimde, yüreğimin yarısı parçalanıp onunla birlikte gitti sandım. Böyle bir acının tarifi yok ki anlatayım sizlere. Yıllar yıllar oldu yaram tam kabuk bağlar gibi oluyor, ufacık bir kıvılcımda tekrar alev alıyor işte.

Düşünüyorum da bazen annesi olanlara "annesizlik" çok mu basit geliyor. Annesini kaybetmiş birisinin yanında siz siz olun annelerinizle olan anılarınızdan bahsetmeyin, annenizle kucaklaşıp, nispet yaparcasına sevgi kelebeği olmayın tabi karşınızdaki arkadaşınızı önemsiyorsanız. Yaşınız kaç olursa olsun, isterseniz bir düzine çocuğunuz olsun, annenin yeri bir başka her zaman her anında ihtiyaç duyuyorsun. Hele ki en önemli günlerinde bir yanın hep yarım kalıyorsa içine taş gibi bişey oturuyor. Annem ne üniversiteyi kazandığımı, ne çalışmaya başladığımı, ne evlendiğimi ne de çocuklarımı görebildi. Üniversiteden mezun olurken kepimi atarken "bak anne emeklerin boşa gitmedi" demeyi, çalışma hayatıma başlıyorum "işlerin rastgelsin" duasını almayı, gelinliğimle baba ocağından çıkarken "hakkını helal et annem" demeyi, doğuma giderken sımsıkı elini tutup, "dua et annem" demeyi her şeyden çok isterdim... 

İçimde koca bir boşlukla ben anne oldum. Ona olan hasretimi evlatlarımı bağrıma basarak dindirmeye çalıştım. Bölük pörçük anılar var hafızamda onunla ilgili. En çok dizine yattığımı ve şefkatle saçlarımı okşadığını hatırlıyorum. Pamuk gibi yumuşacık elleri vardı annemin. Onun elleri saçlarımda gezerken sanki dünyanın tüm kötülüklerine kalkan oluyor gibi hisseder, yumuşacık dizlerinde huzur içinde yatardım. İşte şimdi ne zaman Görkem gelip anne seninle vakit geçirmek istiyorum dese (onun vakitten kastettiği sarmaş dolaş olmak) dizime yatırır saçlarını okşarım. Sonra gözlerime yaş yüreğime acı dolar... 

Evlatlarımla olan ilişkimde hep annemi hatırlıyorum. Bazen geceleri korkup yanıma gelir Görkem, anne çok korkunç bir rüya gördüm diye. Ya ben onun yatağına giderim ya da onu yanıma alırım tıpkı annemin bana yaptığı gibi sımsıkı sarılır "korkma ben yanındayım rahat rahat uyu, ben varken kimse sana zarar veremez" derim. Çocuklarım bana anneliğimi yaşatırken bir taraftan da boğazımda koca koca düğümlere sebep oluyor. Bazen yastığımı koklayıp "Ohh ne güzel kokuyor, mis gibi anne kokusu" diyen Görkem'mimi ve küçük olduğu için henüz yüreği duygusal cümlelere açılmamış Onur'umu veren Allah'ıma sonsuz şükürler olsun. Annesizliğimi "anne" ünvanıyla avutmama izin veren yaradanıma çok şükür. 

Annelerinizin kıymetini bilin, onların gönlünü hoş tutun, sakın ha kalplerini kırmayın. Unutmayın anneniz arkanızda görünmeyen koca bir dağ. Dikkat edin o dağ yıkılmasın. Yazıma her zaman kullandığım bir sözle son vereyim "KEŞKE ANNELER ÖLÜMSÜZ OLSA".... 
Devamını Oku »