Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

23 Eylül 2016 Cuma

Tutsak Güneş - Ayşe Kulin

Kapağının beni aylardır ittiği ama hep okumak istediğim "Tutsak Güneş" i tatil kitabı olarak seçmiştim. Süper bir seçim yapmışım, öyle zevk alarak okudum ki asansör beklerken, akşamları çocuklar mini kulüpteyken telefonun ışığında bile okudum. Varın akıcılığını heyecanını siz düşünün. İlk kez Ayşe Kulin okuyorum lakin kesinlikle son olmayacak. 

İlk etapta distopik gibi görünen ama sonrasında normal akıcılıkta devam eden kitap, Ramanis Cumhuriyetinde geçiyor. İnsanların özgürlüklerinin kısıtlandığı Ramanis'te, katı yasalara göre sınıflara ayrılan halk yoğun denetim ve gözetim altında yaşamaktadır. Ülke din ulemaları ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetilmektedir. Aslında teknolojik açıdan sanki geleceğimizi yansıtıyor. İnsanların kollarına taktıkları saatler çok kullanışlı bütün bilgileri orada mevcut ve herkes aramalarını sadece kendi kimlik numarasıyla kendi saatlerinden yapabiliyor. 

Hafif spoiler içerir...
Merkezin izin vermediği bilgilere ulaşmak ve belirtilen kitaplar dışında kitap okumak kesinlikle yasak. 3 çocuk doğuramayan kadının değersiz sayıldığı hatta bunun boşanma sebebi sayıldığı, kılık kıyafette başlık takmanın ve kapalı giysiler giymenin  zorunlu olduğu, aile reisi olarak erkeğin kabul edildiği erkek egemen bir toplumda yaşayan Profesör Yuna uzun zamandır uyuma problemi yaşıyor ve uyuma seanslarına gidiyor. Hayatında hatırlayamadığı bazı kesitlerin zamanla su yüzüne çıktığı bu terapilerde Yuna'yı büyük sürprizler bekliyordu. 

Toplum, merkeze bağlı olanlar ve muhalifler olarak ikiye ayrılıyor. Kantonda yaşayanlar merkeze göre daha esnek yönetildiği için bazı bilgilere ulaşmak orada daha kolay olduğu için Yuna kantona bir arkadaşının yanına gider. Orada lise yıllarından beri ona aşık olan Tamur ile karşılaşır ve beklenmedik ama yoğun duygularla aşık olurlar. Yuna'nın merkezin istihbarat biriminde olan oğlu Regan, dinlenme olasılığına karşı (evdeki televizyonlardan kollarındaki saatlerden dinlenebilme) annesi ile ıssız bir parkta buluşarak Tamur'un muhaliflerden olduğunu ve kesinlikle görüşmemesini söyler. Daha sonra Yuna annesinin de muhalifler grubunda olduğunu ve aktif  görevde bulunduğunu öğrenir. Annesinin merkeze ait gizli bilgilere sahip olduğunu öğrenen Yuna da muhaliflere yardımcı olur. 

Özgür yaşama taraftarı olan muhaliflerin mücadelesini, planların ve icatların birbiriyle yarıştığı, Yuna'nın geçmişte hatırlayamadığı olayların birer birer gün yüzüne çıktığı son zamanlarda soluksuz okuduğum en iyi eserlerden bir tanesiydi.

Keyifli okumalar, iyi hafta sonları... 
Devamını Oku »

22 Eylül 2016 Perşembe

Hayat Telaşesi İçinde Küçük Bir İç Dökme

Kapalı bir günden herkese merhaba.....

Okulların açılmasıyla daha da hareketlenen sabah evden çıkma şenliklerine hoşgeldiniz efenim :) 
Yaz boyu zaten her ikisi de aynı yaz okulunda olduğu için giderken çok sorun yaşamamıştık. Ne olduysa bu hafta Görkem'in kendi okuluna gitmesiyle oldu. 3,5 yaşında olan bir çocuğu 3 yaş mı yoksa 4 yaş sendromuna mı dahil ederiz bilemedim. Huysuzlukta son noktadayız bir tek onu biliyorum!

Çok eskilere gitmeden dün sabahtan başlayacak olursak kapris+sendromlara önce çantasına evdeki hamuru koymak istedi okulda yok diye. Ardından boya kalemlerini koymak istedi. Okulda hamur da var boya da diyorum. Yok okuldaki boyalar bozuk diye evdekileri götürdü. Artık boya nasıl bozuk oluyorsa :)) Görkem şort giymiş bende giyeceğim diye tam kapıdan çıkmak üzereyken sorun çıkarmasa şaşıracaktım gerçekten kelimelerin kifayetsiz sabrın sınırsız olmak zorunda olduğu bu durumdan sıyrılmak için ben dahil tüm annelere güç ver Allah'ım.... 

Bu sabah herşey yolunda evden çıktık (evden çıkma safhasına gelebilmek bile sevindirici bi aşama tabi) asansördeyiz. Görkem'in tişörtünü gördü bende ondan giyecektim e sen onu dün giymiştin kirletmişsin okulda diyorum yok laftan anlamıyor. Karga tulumba tıktık bunu arabaya  çocuk kilidini icat edenden Allah razı olsun :)

Görkem'i okuluna bıraktık. Tam tişört olayını unutup susmuştu ki bu seferde bende onun okuluna gideceğim diye bağırarak ağlamaya başladı. Ağlaya ağlaya zaten kısa mesafede olan okula vardık. Sağolsun imdadımıza öğretmeni yetişti ama yine kucaklayarak bağıra çağıra bırakmak zorunda kaldık okula :(  E be çocuğum bu kaprisler bir an önce bitse de normal insanlar gibi biz de işimize gelsek olmaz mı? 

Aslında bir aşama katettik gibi görünüyor. Önceden yok yere kendi ile ilgili bi sorun çıkarıyordu. Şimdi Görkem ile kendini kıyaslıyor :)) aman ne aşamaa... Bir çocuğun kardeşinin olması güzel olduğu kadar zor da... Hele aynı cinsiyetten iki çocuk olunca birbirlerini rakip hissediyorlar bunu dezavantaj olarak değerlendirecek olursak, birlikte keyifle oyun kurup ortak şeylerden hoşlanmalarını da avantaj olarak değerlendirebiliriz.  Böyle böyle onlar büyüyecek hayat hepimiz için akıp gidecek, ve bizler de yaşlanacağız... 

Aynı duyguları paylaşan tüm anne-babalara çokça sabır dilerken, sağlıklı evlatlar verdiği için Allah'a da binlerce kez şükrediyorum. 

Çok şükür bin şükür.... 
Devamını Oku »

9 Eylül 2016 Cuma

Tatilden Dönüp Tekrar Tatile Gidenler El Kaldırsın :)

Yaz geldi havalar ısındı. Tatile ne zaman gitsek aman şimdi çok sıcak hele bi sıcaklar geçsin. Azıcık hava serinlesin derken, ağustos sonunda tatile gidersen tatil dönüşü de sen gelmeden eylül gelmiş olur. İşte koca bir yaz tatilini daha bitirdik. Geçen hafta çalışma hayatına kısa bir mola vererek akdeniz bölgesine indikten sonra, evden ve işten kısa süreliğine ayrılmak iyi geldi hepimize. 
Bol bol havuza giren denizin hırçın dalgalarından hoşlanmayanlar, yorulunca gölgede biraz tabletle sıkı fıkı oldular. Aman bu bünyelere herşeyin fazlası zarar aa dostlar tatilin bile fazlası sıkıyormuş. Ya da tek otelde bir hafta fazla diyelim. Seneye başka bir tatil anlayışı ile yaklaşacağım kesin. 
Tatil demek bazı yasakların kalkması, kafana göre yiyip içme, esneklik demek olduğundan kuralsız kaidesiz bir hafta iyi geldi tabi bizimkilere :)
Onur her zamanki gibi tatilde inadından vazgeçmediği için keçilerini de getirdi tabi yanında. Yer yer onun keçilerle benimkiler kavga etse de genel olarak onlarla geçirdiğimiz dolu dolu zaman serum etkisi yaptı bize :)
Eee Antalya'ya kadar gelmişken Expo 2016'ya da gitmesek olmazdı. Hava çok sıcak olduğu için gezmek için akşam saatlerini tercih ettik. Yerleştiği alan o kadar geniş ki sıcakta yürüyerek gezmek işgenceye dönüşeceğinden, elektrikli motorsikletle gezme işini daha da keyifli hale getirdik :) Bir saat içinde bütün alanı keşfettik ;)






























Bahçedeki çimlerden yapılmış hayvan ve insan figürlerine bayıldık. Çok hoş görünüyorlardı. Diğer taraftan farklı ülkelere ait olan evleri, onlara ait olan yöresel eşyaların sergilendiği alanlar çok ilgimizi çekmediğinden oraları pek fazla gezmedik. Çocuk bilim merkezi bizim gittiğimiz saatte kapanmıştı. Görkem çok meraklıdır bilime ama bu sefer kısmet olmadı.  Hızlı bir şekilde geniş çaplı gezi oldu bizimkisi. Ama Antalya'da yaşayan ve gitmeyenlere internet adresinden etkinlik takvimini incelemelerini, kısa bir bilgi edindikten sonra planlı bir şekilde gezmelerini ve en 4-5 saatinizi oraya ayırmalarını tavsiye edebilirim. Bizim gittiğimiz gün Öykü Gürman ve Davutgüloğlu'nun konserleri vardı. Ünlü sanatçıların her gün konser verdiği Expo'da konser günlerine de bir göz atın derim.
Keşke iş durumumuz izin verseydi de bayramı da tatile bağlasaydık harika olacaktı. Neyse buna da şükür deyip, izin dönüşü bir haftalık çalışmadan sonra ee 1 hafta babaanne ziyareti yapıp dönelim en iyisi. 

Şimdiden herkese sevdikleriyle mutlu bayramlar...
Devamını Oku »