Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

27 Ocak 2017 Cuma

Bazen Bahar - Melisa Kesmez

Selam canım blog!  😊 Oyy ne kadar da özlemişim sana hitap etmeyi 😉 

Hayat telaşesi içinde yuvarlanırken 2 çocukluysan hele bir de tüm gün çalışıyorsan, üstüne bir de iş yerinde sorumlulukların çok işler de yığılmış ise katmerli bir yoğunluk söz konusu ee bu kadar işin arasında kitap okumaya zaman ararken seni ihmal ettiğim doğrudur 😊

Efendim gidiyorum geliyorum bizden haberler şöyle böyle deyip deyip gidiyorum blogdan. Totem yaptım bu sefer öyle yapmayacağım 😊 Kısaca toparlayacak olursam halimizi. Kış ayları benim için inanılmaz yoğun geçiyor. Mevsim itibariyle de güneşe hasret kalınca genel olarak mutsuz oluyorum. Malumunuz 15 tatil karneler alındı. Görkem beyin bir dönem boyunca azimle çalışmalarının sonucu tatmin edici 😊 Biz yine köle usulü çalışmaya devam ederken, Onur kreş hayatına devam ediyor. Görkem için ek kuvvet birliği olarak babaanneyi çağırdık. Evde kitap saatleri yapıp, çılgınca oyun oynuyorlar. Şükürler olsun ki herkesin keyfi yerinde. 

Kitap okumaya bile fırsat bulamıyorum desem yalan olmaz sanırım. İki arada bi derede yemeğin pişmesini beklerken, sütlaç yaparken ya da kısa kısa öğle paydoslarında okuduğum kadarıyla bir kaç çocuk kitabı (pazartesi-salı gibi onları da yazmayı planlıyorum) ve uzun süredir merak ettiğim Melisa Kesmez'in "Bazen Bahar" kitabı ile tanışma fırsatı buldum."Aslında Atları Bağlayın, Geceyi Burada Geçireceğiz" kitabı ile tanınan ve çokça ses getiren kitabını alacaktım sonra adından fazlaca etkilenmiş olacağım ki bahara hasret kaldığımız günlerde bunu tercih ettim. 

Arka kapakta şöyle der; arzuları, korkuları, sevinçleri, kırgınlıkları, umutları; yazları, kışları ve baharlarıyla bir çocuk, bir kadın, bir kuşak, Kesmez'in üslubunu korurken derinleşen incelikli anlatısıyla sesine kavuşuyor. Ağır anneanne yorganlarının, muzun en önemli yenilik olduğu yılbaşı gecelerimizin, sevgiliye yazılan  gönderilmemiş mektupların, değişen şehirlerin ve özlenen çocukluk bahçelerinin, iç sızlatan dostlukların, yarım kalmışlıkların, yeniden başlangıçların; bizi biz yapan değerli ayrıntıların arasından tohumlanan hikayeler.

Hani bazı kitapların arka kapaklarını okursun içinde yazanla hiç alakası yoktur. Bunda aldatmaca yok tam da yazıldığı gibi bir içeriğe sahip. Kısa kısa hikayelerle zaman zaman gülümseyip, kimi zamanda çocukluğuma götürdü beni. İnsan yaş aldıkça ne de çok özlüyor çocukluğunu değil mi? 😢

Melisa Sönmez'in benzetme ve betimlemelerine hayran kaldım.❤ Kitaptaki bazı hikayelerden kısacık notlar aldım. Bakın sizde hak vereceksiniz. Şöyle diyor çocuk olmakla ilgili; çocuk olmak bilmediğinin üzerinden atlamak, bildiğinle yetinmek, elindeki azıcık da olsa ondan bir hikaye yazmaktı. Evdeki bütün terliklerin uç uca dizip halının çizgilerinde yürüterek, kocaman caddeler inşa etmekti mesela, pisipisi otlarından tencere tencere yemek pişirip yalandan ziyafetler vermekti ev ahalisine. "Bir dünya kurmak için bit kadar şeylerin yetebildiğine inanmaktı." 

Boşanmanın karı koca arasındaki hastalığa bir tedavi şekli olarak asla önerilmediği. "Allah korusun"larla haneden uzak tutulduğu yıllardı. Kocasıyla bin yıldır evli olmakla övünen, bir erkek tarafından sevilmemekten orta yaşı geçer geçmez kuruyup ihtiyarlayan kadınların "çocuğunuz var kızım" öğüdüyle her sürtüşmede ertelenen uzak bir ihtimaldi boşanmak. Kol kırılır yen içinde kalırdı. 

Çocukluğumda hissettiğim tüm duygulara ince ince dokunan, kısa ve öz bir kitaptı. Akşamları göz kapaklarımla mücadele içindeyken okunabilecek kısacık dinlendirici bu kitabı okumaktan çok keyif aldım. Sizde aman bu aralar yorucu kitaplar okumaya dermanım yok. İnce ve akıcı kkitaplardan yanaysanız okuyun derim 😉

İyi hafta sonlarınız olsun. 
Sevgiyle kalın, hoşgörüyü de yanınızdan eksik etmeyin. 💛💛💛
Devamını Oku »