Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

31 Temmuz 2015 Cuma

ZAMAN AKIP GİDERKEN...

Zaman öyle çabuk geçiyor ki... Aslında bu kadar hızlı geçtiğinin farkında değildim. Bloğu açtıktan sonra daha çok farkına varmaya başladım. Bakıyorum temmuz ayına ait 1 tane yazım var. Günler öyle hızlı geçmiş. Bir sürü olay yaşanmış ve ben hiç birisi hakkında yazı yazmamışım. Çoğu günler bloğa girecek vakit bile bulamadım.
Geçen hafta ve bayramdan önceki 3 gün izinliydim. Peki tatildemiydim? Nerdeee o günler :( Bu yıl tatile gidip gitmeyeceğim bile belli değil. İzinli olduğum zamanlarda oğulcanlarla bol bol keyifli vakit geçirdik. Evde çocuklarla olmak ne büyük mutluluk. Ahh ahh dedim çalışmayayım ben. Çocukcağızlarımla evde kalayım. İlgileneyim, koklayayım, doya doya sarılalım birbirimize, sevgi böcüğü olalım. Burada hayal baloncuğu pıt diye patlar ve hayaller işte tam da burada son bulur. 












Görkem kitap okumaktan sıkılıyor. Bu derginin birkaç çeşidi var. Birinde deniz hayvanlarını diğerinde de dinazorları anlatıyor. Tam bizlik babaannemiz almış. Hayvanlar alemine fazlasıyla düşkün olan Görkem seviyor bu tür dergileri. Sanki bende hayvanları çok merak ediyormuşum numarası yaparak "aaa çok ilginçmiş gerçekten hadi bir hayvan daha oku bakalım onun özellikleri neymiş" diye teşvikçi anne rollerinde gezindim bir hafta boyunca.
Çocuklar ilgiye de oyuna da doymuyor. Anne kitap okumak için zaman bulamıyorsa bu şekilde kitap okumaya razı olacak o halde ;) Her zaman oyun olmaz tabi, bazen de çocuklar kendi başlarına oynamayı öğrenmeli mantığıyla kitap okumaya çalışan anne modeli. Ve fonda büyük bir ciddiyetle hotweels oynayan Onur beyler :)

Gelelim hayatın gerçeklerine... 

Evdeki durumlar :
Geçen hafta yeni bakıcımızın eve ve çocuklara uyum süreci için evdeydim. Şükür ki beklediğimde n güzel geçti. Ufaklık biraz asabi ama onu da 2 yaş sendromuna verdim artık. Bu hafta da babaannemiz vardı bakıcımızın yanında. Bu haftayı da güzel bitirdik. Haftaya bakıcımız ve çocuklar ilk defa yalnız kalacaklar. İnşallah onu da atlatırsak yoluna girecek bakıcı işi nazar değmezse... Nolur dua edin, aman maşallah diyin. Valla çok sıkıldım artık bakıcı değiştirmekten ve sürekli oryantasyon süreci geçirmekten. Yakında bakıcı eğitim merkezi açarsam şaşırmayın yani doktora yapıcam bu alanda nerdeyse... 

İş Yerindeki Durumlar : 
Yaklaşık 1 ay önce iş yerindeki idari amirim yani şefim istifa edeceğini söyledi. Başka bir işe başladı. Onun yerine şu anda mecburen ben bakıyorum. Gidişinin arkasından yaşanmayacak sıkıntılar yaşandı. Personel sıkıntısı, işleyiş, milletin satıcılığı ohoo dahası ayrıntılarda saklı. Milletin denizli kumsallı tatil fotoları koyduğu sıcak bir temmuz ayını ben bazı sıkıntılarla geçiriyorum. Sabır diyerek iyi bir hafta sonu geçirmeyi ümit ediyorum. 

Ülkemdeki Durumlar :
Hergün başka bir şehit haberiyle yıkılıyoruz. İşten eve dönüyorum haberleri açıyorum ve televizyonun karşısında çakılıp kalıyorum. Zor günler yaşıyoruz. kökünü bir türlü kazıyamadığımız terör kan akıtmaya devam ederken, ben laylaylom olamıyorum. Kusura bakmayın hiç birşey olmamış gibi paylaşımlar yapamıyorum. Yüreği evladının acısıyla yanan annelerimize yürekten baş sağlığı diliyorum. Acılarını hiç birşey dindirmeyecek. Hiç kimse onları avutamayacak. Allah şehitlerimize rahmet eylesin. Geride kalanlara da sabır versin. Tüm askerlerimizi hayinlerin kurşunlarından korusun ve kalkan oluştursun onlara. 

Temmuz ayının son gününü bu şekilde noktalarken hepimiz için kanın son bulduğu, güzel haberler alabileceğimiz mutlu bir Ağustos ayı diliyorum...

Devamını Oku »

8 Temmuz 2015 Çarşamba

KARIŞIK HALLER



(Parmaklar bana ait)

Blog dünyasında yeni olmama rağmen çok çabuk alışmışım bağlanmışım buralara... Bloğuma belli aralıklarla yazı yazmaya onu hep canlı ve güncel tutmaya ne de çabuk alışmışım. İnsanoğlu herşeye çok çabuk alışıyor. Yaklaşık 12 gündür yazı yazmamışım. Üzgünüm seni ihmal ettiğim için sevgili blog :( Hayat bir yandan akıp giderken, hepimizin çeşitli meseleleri var tabi. Son günlerde kafam öyle karışık ki tilkilerin kuyrukları nerdeyse birbirine değecek :)) Nerden başlasam nasıl anlatsam diye düşünürken hala bişeyler karalamaya çalıştığımın da farkındayım :) Düşünün artık halimi... Ben en iyisi burada olmadığım günlerde neler yaptım şöyle bir özet geçeyim.

Zaten gündemimde olan bir bakıcı arama meselesi vardı. Sizlere daha önce bundan bahsetmiştim. Şu andaki bakıcım arefe gününe kadar bakacaktı. En son bu sabah işi çıktığını ve cuma günü son iş günü olacağını söyledi. 3-4 gün önce 45 yaşlarında bir bayan aradı bakıcılık için. Eşimle evlerine gittik. Tanıştık zaten burası küçük bir yer olduğu için insanlar birbirlerini tanır. Neyse eşi babamı falan çok iyi bilirmiş falan falan. Kadından pozitif elektrik aldık. Şartlarımızda karşılıklı anlaştık ve bayram sonu başlamasına karar verdik. Alıştırma evrelerinde haliyle 1 hafta 10 gün kadar evde olacağım benim ufaklık kolay kolay ısınamadığı için bu süre belki de uzayacak bilemiyorum şu anda. Daha öncesinde bir bakıcı adayı başlamıştı 10 gün kadın eve geldi, gitti, oynadılar falan ama benimki çorabını dahi giydirtmedi kadına. Kabul ediyorum yapı itibariyle kadın biraz soğuktu. Bunu da benimki hissetti sanırım ve o bakıcı olmadı haliyle. Oğlumun mutlu olduğunu ve bakıcıya tamamen alıştığını görmeden işe başlayamıyorum. Ben işe başlayınca da zaten 2 hafta kadar da babannemiz geliyor. Bakıcı ile biraz da o duruyor yanlarında. Yaklaşık bir ayın sonunda küçük beyle bakıcı ancak yalnız kalıyor. 

Başka bir konu iş yerindeki şefim istifa kararı aldı. Kısa bir süre sonra şeflik boş kalacak. Benim düşüncem yönetim nasıl olsa görür kimin hak ettiğini, buraya emek veren, işleyişi bilen, diğer arkadaşların çalışmalarını engellemeyecek şekilde düzenin devam etmesi yönündeydi. Ben bu konuya bu saf düşüncelerle yaklaşırken diğer birimlerden koltuğun taliplisi çoğalmış. Hemen araya adam sokmalar ben o göreve talibimler. Yaa arkadaş nasıl iş ya. Ne ayıp durun hele adam daha görevinden resmen istifa etmedi siz koltuk kavgasına başladınız. Talip olanlar aynı birimden olsa içim yanmayacak. Buranın işleyişiyle uzaktan yakından ilgilisi olmayan kişiler. Konunun sürekli konuşulması, yerine kimin geleceği kaygıları ve dışarıdaki taht kavgaları :)) devam ettikçe iş yerinde huzurum da kalmadı. Kafamı sürekli kurcalayan senaryolar artarken bakıcı değiştirme süreci de tam o zamana denk gelince daha bi muhteşem oldu içinde bulunduğum ruh hali.... 

Pazar günü park gitmişti bizimkiler. Salıncak tam durmak üzereyken Görkem inmeye çalışmış. O sırada kafa üstü yere düşmüş. Eve geldiğinde hem başı ağrıyordu hem de midesi bulanıyordu. Sardı beni bir telaşe doktor arkadaşları arıyoruz ne yapsak ne etsek diye. Derken Görkem kusmaya başladı. İki defa da kusunca acil yolu göründü bize. Acilde göz bebeklerine bakmışlar, şuur kaybı da olmayınca film bile çekmeden geri göndermişler. Gecenin ilerleyen saatlerinde biraz daha kendisini iyi hissedince kısmen rahatlamıştım. Ertesi sabah baktım ki şikayetleri devam ediyor.  Sağolsun aile hekimimiz Derya hanım, beyinde küçük kanamalar olabilir olayın üzerinden 24 saat geçmemiş, kusma da yaşanmış mutlaka tomografi çektir ki için rahatlasın dedi. Doğru özel bir hastanenin yolunu tuttuk.Tomografiyi çetirdik. Şükürler olsun ki sonuç iyi çıktı. Bir sorun yokmuş. Evlatlarımız bizim en kıymetli hazinemiz Allah hepimizin evlatlarını korusun... 

Yaz okulu için Görkem'i dini eğitim veren bir yere vermiştim. Daha öncesinde 1 yıl kreş eğitimi için oraya gitmişti ve çok memnun kalmıştım. Yaz okulu olduğu için süre kısıtlı bütün sureleri ezberletmek için çocukları çok sıkıyorlarmış. Son tahlilde onların yaz eğitimi ile benimki uymadı. Geçenlerde Görkem'in öğretmenini aradım. Yok ben ilgilenmiyormuşum da ödevlerini yaptırmıyormuşum. İyi de ben orası yaz okulu diye gönderdim ödevlerden haberim bile olmadı. Sayfa sayfa ödev verin, sureleri ben evde ezberleteyim diye para vermiyorum ki. Hem ben ezberleteceksem oraya niye gönderiyorum. Bi de ne dersi ne ödevi biraz daha hafif olmalı eğitimi ve eğlendirmeli çocukları. Görkem'e sordum zaten o da gitmek istemiyor. Bayram sonu onu da ordan alacağım evde biraz dinlensin çocuk. 

Yazıya başlarken anlatacak çok şey vardı. Keşke konu başlıklarını bir kenara not etseydim. Kafa karışık olunca hem toparlamak hem de yoğunlaşmak zor oluyor. Sıkıntılı günler var önümde Allah sağlıklı ve bizim için en hayırlısı olacak şekilde bu işlerin içinden çıkmayı nasip etsin. Benden şimdilik bu kadar sevgiyle ve hoşçakalın...
Devamını Oku »