Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

3 Mayıs 2019 Cuma

Çocukluğuma Özlem...

Selam!
Sanırım yaş aldıkça eskiye daha bir özlem duyuyorum. Artık çoğu zaman kendi çocukluk anılarım geliyor çocuklarımı büyütürken. Belki sizlerde de öyle oluyordur. O kadar minik şeyler beni çocukluğuma götürüyor ki anlatsam gülersiniz. Film şeridi gibi adete o anda gözümün önüne o sahne geliyor, çocukluğum bana göz kırpıyor geçmişin kapısından...

En basiti dün akşam salata yapıyorum. Malum ben çocuklardan sonra varıyorum eve aslında atıştırıyorlar ama yine de acıkıyorlar işte. Yemekler bir taraftan ısınırken diğer taraftan da salata yapma derdine giriyorum. Çocukluğumda salatasız soframız olmazdı. Rahmetli babam çok severdi. Ahh ahh nur içinde yatsın çocukluğumun biricik kahramanı ♥  Neyse efenim marul doğruyordum salataya benim minik geldi. "Annee bi tane marul alabilirmiyim?" dedi. Al tabi çocuğum dedim. İşte tamda o an kısa bi süreliğine maziye dalıverdim...

Bir akşam üzeri güneş tam da batmak üzere, dışarıdan evlerine giden koyun sürülerinin meleme sesleri geliyor, boyunlarına takılan çan sürüden ayrılmadan evlerinin yolunu tutturuyor onlara. Çocuklarına seslenen komşular, tamda akşam ezanı okunmak üzere, karşı komşu sütçü Ayşe abla ahırdan yeni çıkmış. Annem yeni sağılan sütü alma telaşında elinde süt kovası karşı komşuya geçiyor. Traktörlerin arkasındaki römorklarda tarladan dönen kadın ameleler, kiminin ağzında sakız cak cak çiğnemekte, kimisi cebine doldurduğu ayçekirdeğini çıtlamakta, diğerlerinin de ağzı boş durmuyor onlar da lak lak derdinde... Traktörün arkasından bir toz kalkıyor ki sormayın gitsin. 

Babam bahçedeki havuza dinamodan su doldurmuş, vanayı açmış, sulama arklarıyla sebzeleri suluyor. Bir yandan da taze taze mis gibi sevgi kokan emek kokan yeşilliklerden biçiyor. Sesleniyor ablama "şunlardan bi salata yapın da yiyelim"  annem söyleniyor bıktırdı babanın bu salataları... İşte tam o sırada evin küçük kızı yani bendeniz pıtı pıtı geliyorum. Ablamın emek  emek yıkadığı yeşilliklerden aşırıp, ağzıma atıyorum. Alıyım mı dediğimde Allah var o da al derdi bana hep...

Tıpkı benim oğullarıma yaptığım gibi iştahları varken yesinler. Açlıklarını pekiştirsinler. Anılarında salata yapan bir anne olsun, gelip aradan yeşilliklerini aşırdığı... 

Yine geçenlerde kek yapıyorum benimkilere. Kulakları çınlasın ablamda çok yapardı bana. Şimdi düşününce şekerle yumurtanın karıştığı o iğrenç çiğ karışım çocukken ne leziz gelirdi. Mikserin çırpıcı ayaklarını verirdi ablam onları yalardım o da yetmezdi karıştırma kasesinin kenarını parmağımla sıyırırdım. Ne severdim o pişmemiş kek karışımını o şekilde yemeye... Şimdi benim bıdıklar ne zaman kek yapsam yanımda bitiyor. "Anne nolur kasede kalanı ben yiyeyim, bi kaşık ağzıma versen" modunda bekleşiyorlar. Onlar benden bunu isterken o sırada çocuk Ülkü maziden el sallıyor bana...

Ablam telaş içinde misafirleri gelecek hazırlık yapma derdinde, bir yandan susamlı simit yuvarlak fırında pişmekte, diğer tarafta keki çırpıyor kalıba dökecek, "daha evlerin tozunu alıcam oyalama beni" diye bağırıyor bana, iki ayağı bir papuca girmiş durumda :) Bense hala kek kasesini parmaklama derdinde... Her ne olursa olsun bütün çirkefliğimi yapıp, o kaseyi parmağımla temizlemeden bu işten vazgeçmiyorum :) 

İşte böyle, çocuk olmak gibisi yok. Keşke çocuklarımda benim yaşayabildiğim kadar güzel bir çocukluk yaşayabilseydi. Mahalle kültürüyle, insanların yardımlaştığı, biribirini kolladığı, çocukların özgürce oynadığı bir sokakta oynayıp, çocukluklarını doyasıya yaşayabilselerdi... 
Ahh çocukluğum seni çok özlüyorum ne güzel yaşamışım seni ♥♥♥
Devamını Oku »