Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

11 Aralık 2015 Cuma

Görkem'in ilk kütüphane kitabı...


Kütüphanedeki rafları karıştırmayı çok sevdi. Geçen hafta seçtiği kitabı eve gelir gelmez okumaya başladı. Normalde kitap kurdu olan bir çocuk değildir. Zaten daha ikinci sınıf kurtlaşacak safhaya gelmedi henüz :) Yani aman şu kitabı da okuyum. Boş vaktimde canım sıkıldı kitap okuyum durumları yoktur. Beni bile şaşırttı elinden kitabı bırakmayarak... Kitap Roald amcanın olunca anlatımı, tarzı yerinde bir çocuk kitabı çizimleri ise yine bir Roald klasiği sıcacık... Hepi topu 70 sayfa olunca daha bir hevesle okudu.O okudukça çok keyiflendim. Aman maşallah diyin de nazar değmesin hazır başlamışken okumaya :)
O günün akşamına bitirdi. Baktım yorumlar falan yapıyor. Beraber yorum yaparsak daha çok zevk alır düşüncesiyle dur bende okuyayım şu meşhur Zıpzıp beyin macerasını dedim. Eskiden hiç bir fikrim olmadığı çocuk kitaplarının şimdilerde hayranıyım. Daha önce Roald amcanın Kaplumbağa'sını okumamıştım. Zıpzıp bey Gümüş hanımı kandırmayaydı iyiydi. Sonunda iyi bir amaca hizmet ettiği için oradaki kandırmaca konusunu anne diliyle kıvırıp, çocuk bünyesine sindirmesini sağladım tabi :)
Gümüş hanım kaplumbağasına çok düşkün ve büyümüş mü diye sürekli onu tartıp duruyor  Onun kaplumbağası 400gr.'mış. Görkem anne bizim kaplumbağayı da tartalım mı diyince baba kişisi kaplumbağayı yıkadı, anne kişisi de tarttı. Bizim için de farklı bir deneyim oldu. Daha önce kaplumbağamızı tartmak hiç aklımıza gelmemişti. Eğlencenin nereden çıkacağı belli değil bizim evde :) Aksiyon doluyuz her an... 3 erkekle böyle olması da normal ama yaa :)) 

İş yerinde çok samimi olduğum bir arkadaşım var. Sevgili Sümeyra'nın kulakları çınlasın...Günlük ne yaptın ne ettin diye konuşulur ya. O anlatır bitirir bir iki cümlede ama bizim ev her an maceraya açık olduğu için anlat anlat bitmez. Macera filmi gibisin der hep :))) 
"Anne anne beni de çek kaplumbağamla" diyen evlat kırılır mı? Gel evlat gel sen de gel. Zaten senin için bu konu başlığı baş rollerde sen :) İnşallah büyüdüğünde bu yazıları okurken kitap sevgisini aşılamak için annenin çabalarının boşa çıkmadığını gösterirsin bana... 

Bu haftasonu okuduğu kitapların adını yazması için küçük ona özel bir defter alıp, orjinal de bir kalem alacağız. Kitapları oraya yazdıkça hevesleneceğini, heveslendikçe daha çok okuyacağını umut ederek planlar yapmaktayım... Evlat bir can parçası, evlat geleceğe bir yatırım. Herşey onlar için...

Bol kitaplı, sağlıklı, güzel bir hafta sonu diliyorum hepinize...
Sevgilerimle Ülkü... 

12 yorum:

  1. Çok hoş:) ne güzel okurken yüzümde gülümsemeyle okudum, kaplumbağacık da çok tatlıymış gerçi benim tercihim kediler:))))illa eller, kollar tırmıklanacak mazoşist miyim neyim?:))Görkem'in kitap kurdu olmamasını televizyon ve bilgisayar çocuğu olmasına bağlıyorum ben. Çünkü ben onun yaşındayken ikisi de yoktu ve tam bir kitap kurduydum. Ne zaman ki, televizyon çıktı, hele hele bilgisayar tüm çocuklar sadece Görkem değil hepsi tv ve bilgisayara daldılar, kitap okuma alışkanlığını yok etti:( ne yaparsınız işte teknolojinin bir zararı:(
    Sevgilerimle. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende gülümseyerek yazdım demek ki tam olarak duygu geçmiş :)) (kendini beğenmiş bloger). Kesinlikle doğru tespit abla. Benim çocukluğumda da sürekli televizyon seyretmezdik çünkü çocuk programları belli saatlerde çıkardı. Sonrasında ya ders çalışırdım. Ya da tam bir kitap kurdu olan abimin kitaplığını karıştırır, kendime göre kitap bulur onu okurdum.
      Sevgiler...

      Sil
  2. ne güzel keyifli bir yazı. bol okumalı günler diliyorum tüm çocuklara...

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar blog keşif etkinliğinden geliyorum. Blogunuzu takibe aldım bende beklerim sevgiler :) http://betulunsirlari.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar.

    Şimdiki çocuklarımız bana göre hem daha şanslı, hem de daha imkanlı. Evimizde ne kitaplık, ne de kütüphane, bir tane bile (Hikaye, roman, şiir, ansiklopedi vs.) kitap yoktu. (1962'li yıllar). Bu nedenle bizler de okuma özürlü yetiştik. Tabi sonradan aramızda tüm bu imkansızlıklara rağmen, kitap kurdu olanlar da yok değildi. O zamanlar ailemiz bizlerin ders kitapları dışında roman, hikaye, şiir gibi kitapların okunması yasaktı. Çünkü derslerimizden geri kalmayacağız.

    Gerçekten her şeyin başı nasıl sevgi ise, karanlığı aydınlatmanın başı da okumaktır. Günümüz kitap kurtları ile kendimi karşılaştırıyorum da ben onların yanında kocaman bir hiçim. Haftada, ayda bir kitap okuyan kurtlarımıza maşAllah deyip onları tebrik ediyorum.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep bey, hoşgeldiniz...
      Abim 65 doğumlu küçük bir ilçede yaşadığımız için kahve kültürü hakimdi onun gençlik yıllarında. Abimin kahveye gittiğini hiç hatırlamam. O zamanlar kanallarda da çokça seyredecek bişey olmadığından daha doğrusu trt'den başka kanal olmadığından o sürekli kitap okurdu.O kadar çok kitabı vardı ki sayısını tahmin bile edemeyeceğim. Örnek çok önemli bir çocuk için o bana iyi bir örnek oldu. Beni ilgimi çekebilecek kitaplara yönlendirirdi.Hadi sende oku derdi. Sırf abimin ilgisini çekebilmek için ona özendiğim için alır okurdum kitapları. Sonra da onunla sohbet yaratmak için kitabın konusundan bahsederdim. Çocuk aklı işte.
      Şimdi bende oğlum özensin diye elimden gelenin daha fazlasını yapmak için çabalıyorum. Kitap kurdu olması yolunda çalışmalardayım bakalım ne olacak?
      Saygılarımla...

      Sil
  5. Çocukken pek kitap okumazdım. Fakat şimdi seviyorum. İlgim dışındaki kitapları yine okuyamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli okumalar diliyorum size hoşgeldiniz.
      Sevgiler..

      Sil
  6. hihi, sağlam yazardan başlamış maşallah maşallah :)))

    YanıtlaSil
  7. Evet Deepcim en sağlam çocuk kitabı yazarlarından Roald Dahl benim için de öyle.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil

Okuduysanız ve yorum bırakırsanız sevinirim :)