Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

3 Mart 2017 Cuma

Apartman Sohbetleri -1- "Evimiz"

İlham Kedisi'nin Günlüğü'nün başlattığı meydan okumaya sağolsun 2balık Esracım  da katılmış. Esra listesine beni de eklemiş. İlham kedisini de tebrik ediyorum sayesinde ilk kez bu kadar içime sinen bir meydan okumaya katılacağım. Heyecanlıyım  👀 bir o kadar da konu itibariyle duygusal 😢

1- Nasıl Bir Apartmanda Büyüdün?
Resimlerden anlaşıldığı üzere apartmanda büyümedim. Her ne kadar o zamanlar apartmanda büyüyenlere özensek de iyi ki bahçeli bir evde, mahalle kültürüyle iç içe büyümüşüm. Kocaman bahçesi olan, bahçesinde de rengarenk çiçeklerin olduğu, her çeşit sebze ve meyvenin bulunduğu, bir evde büyüdüm. Bir köşesinde de kümesimiz, sabah ezanlarıyla öten horozumuz, gıdaakk gıdaaak diye gıdaklayan mis gibi organik yumurtaları, bize yumurtlayan bir sürü tavuğumuz vardı. 
Bu resimde evimiz daha yeni yapılmış sanıyorum sene 1976 falan. Ben daha ortalarda yokmuşum. Dıştaki demir kapının hemen kenarında görünen ağaç benim çocukluğumda kocaman bir dut ağacı olmuştu. Bütün mahalleye yetecek kadar dutu vardı. Rahmetli annem dutu çırpar sokaktan gelene geçene ikram ederdi. Sonra şu fotoğrafta görülen çam ağaçları o kadar büyüdü ki rahmetli babam çok severdi çam ağaçlarını. Hele de kar yağdığında nescafesini alır, çam ağacının dalındaki kar manzarasını seyrederdi. Bahçemizde kocaman bir de havuzumuz vardı yaklaşık 3x3 metre ebadındaydı. Güneş enerjisinden doldurulan sıcak suda ne keyifli olurdu yüzmesi :) Hiç üşenmeden doldururdu babam suyunu... O zamanlar onun hevesine anlam veremesem de, şimdi şunu çok iyi anlıyorum. Anne baba olmak zaten üşenmemekmiş, koşulsuz, karşılıksız sevmekmiş, evladının bir gülümsemesi için dünyaları ayağının altına sermekmiş diyebiliyorum...
Sıcak yaz günlerinde çeşmeden buz gibi akan suyla foşur foşur betonlar yıkanırdı. Bahçeli evdeysen ilk önce evin içi, sonra dışı temizlenirdi. Şarıl şarıl akan suya dayardık ağzımızı kana kana içerdik o buz gibi sudan. Kapının önünün sulanmasıyla her yer mis gibi toprak kokardı. Akşam üzeri bütün komşular kapısının önüne çıkar, herkes bahçesinden topladıklarını koyardı. Genelde sütçü Ayşe ablanın evinin önünde oturulur, teyzeler ellerine örgülerini alır, kimi kendine patik örer, kimi çocuğuna yelek, kimisi de yün eğirirdi. Eli boş olan da çekirdek çitlerdi :) Bütün çocuklar sokakta oynardık neşe içinde. Gelecek kaygısı olmadan, çocuk olmanın bize getirdiklerini doyasıya yaşardık. Akşam ezanına yakın Ayşe abla ineklerden süt sağmaya giderdi. İhtiyacı olan sütünü alır evine çekilirdi. Akşam ezanının okunmasıyla bütün çocuklar vedalaşır, ertesi gün oynamak için sözleşirdik. Hatta evine biraz gecikenlerin annesi bağırırdı "bak baban geliyor!!!" diye:)) Aklımız çıkardı. Koşarak dağılırdık evlere....

O zamanlar kıymetini bilemediğim hiçbir şeyin şimdilerde bu kadar değerli olacağı hiç aklıma gelmezdi. Dalından kopan meyveler, sebzeler mis gibi kokardı. Biz zaten bu doğallığın içinde büyüdüğümüz için  önemsemezdik, o mis gibi kokan domateslerin güzelliğini, büyük şehirlerden gelen misafirlerimizin hevesle bahçeye girişini, hayran hayran sebzeleri koklayışını anlamlandıramazdık. Artık o kadar kıymetli ki anne eliyle ekilmiş fidanların, baba sevgisiyle koparılmış meyvelerin yeri... Ama artık ne o eski meyveler ne anne var ne baba :( Ne de baba ocağı diye bildiğimiz evimiz. Anne-baba ölünce baba ocağının da dumanı sönüyor artık...

Aşağıdaki türkü, rahmetli annemin çok çok sevdiği bir türküydü. Okurken dilerseniz bir de ona kulak verin. Haydi kalın sağlıcaklı, bu sorular bizim ruhumuzu daha çok acıtacağa benzer...

1. Nasıl bir apartmanda büyüdün?

2. Çocukluk eğlencen neydi?

3. Yedi yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı?

4. Çocukluk kahramanın kimdir?

5. Gereksiz bir yeteneğin var mı?

6. Hastası olduğun bakkal ürünü hangisi?

7. En saçma zevkin?

8. En büyük çılgınlığın?

9. Çocukken en çok korktuğun şey?

10. En sevdiğin ve sevmediğin özelliğin?

11. Karşı cins karşısında en çok utandığın an?

12. En maskulen/feminen yanın nedir?

13. Asla cesaret edemeyeceğin bir şey?

14. En sevdiğin fiziksel acı?

15. Almış olduğun en saçma teklif?

16. Kendini çok değerli hissettiğin bir an var mı?

17. Annenden ve babandan ne öğrendin?

18. Hangisi daha olası; cadı, vampir, kurt adam? Ve tabii ki neden?

19. Manzarasız müthiş bir daire mi, manzaralı tek odalı bir daire mi?

20. Hayat sana ne öğretti?

20 yorum:

  1. Yazını okurken içim yandı... benim babamın da kırkı yarın... O yüzden içinin nasıl yandığını anlıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah rahmet eylesin. Sana da çokça sabır ihsan eylesin...

      Sil
  2. Ne güzel bir çocukluk geçirmişsiniz. Şehirlerde sıkışık hayat yerine sere serpe mutlu bir çocukluk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen çok mutlu çocuklardık. Şimdikiler gibi doyumsuz ve mutsuz değildik. Şen kahkahalı çocuklardık bizler...

      Sil
  3. Yazınızı okudum ama ne yazacağıma karar veremedim. Köyde büyüyen biri olarak ne güzel yerlerde büyümüşüz. Çocukkende köyün pek çok yanını severdim de büyük şehirde yaşayınca insan daha bir ölüyor köy hayatını. Her ne kadar eski hali kalmasada.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle şimdiki apartman çocuklarını gördükçe iyi ki mahallede büyümüşüm diye düşünüyorum hep

      Sil
  4. Merhabalar.
    Nasıl bir evde büyüdüğünüzü anlatan yazınızı büyük bir keyifle, zevk alarak hem de bir solukta okudum. Neden mi? Ev anlatılarına, hikayelerine bayılırım. Ben de böyle bir evde büyüdüğüm için, o içinde büyüdüğümüz evlere nasıl özlem duyarım, anlatamam. Sizin eviniz yerinde duruyor mu bilmem, ama bizim evimizi belediye 1986 yılında istimlak ederek elimizden aldı.

    Evet, zamanında bu evlerde yaşarken, bu evlerin bize sunduğu nimetlerin hiç birinin farkında ve kadrinde değildik. Ne zaman elimizden aldılar, o zaman farkına ve kadrine vardık, ama iş işten geçmişti.

    Çok güzel bahçeli bir eviniz varmış. Ben pek bir beğendim. İnşAllah hala yerinde duruyordur. En azından memlekete her gittiğinizde ziyaret edip, yine içinde oturup, bahçesinde dolaşıyorsunuzdur.

    Babanızın da annenizin de dar-ı bekaya göçtüğünü yazıyorsunuz. Her ikisine de Cenab-ı Hakk'tan rahmetiyle muamele eylemesini ve sizlerin de onların sevap hanelerini her daim açık tutan hayırlı bir evlat olmanızı daim eylesin inşAllah.

    Rahmetli annenizin sevdiği o türküyü dinledim. Gerçek çok güzel bir türkü, bizlerin de sürekli dinlediği ve dinlediğimiz de bizleri de o eski evlerimizin hatıralarına götüren bir türküdür. Rahmetlik benim annem de "Karadır Kaşların Ferman yazdırır" türküsünü hem sever, hem söylerdi.

    Bu güzel anlamlı ve duygu yüklü paylaşımınız için kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep bey öncelikle hoşgeldiniz. Kıymetli yorumunuz için çok çok teşekkür ederim. Yorumunuz beni o kadar duygulandırdı ki eşimle de paylaştım. Hatta o da bloğunuzu çok merak edip sizi ziyaret etmek istedi. Eğer sizi de bir yerlere götürebildiysem yazımla ne mutlu bana...Demekki o duyguyu verebilmişim sizlere.
      Evet bahçeli evimiz çok çok güzeldi. Ama babam da vefat edince el değiştirdi. Artık ne bahçesine girebiliyoruz ne de çocukluk anılarımıza dönebiliyoruz. Ancak eski fotoğraflar ve zihnimizde kalanlarla yetinebiliyoruz. Sağlık olsun ne diyelim. Allah onları nurlar içinde yatırsın onlar sayesinde güzel bir çocukluk geçirdim. Allah onlardan da razı olsun.
      Saygılarımla, Allah'a emanet olun...

      Sil
    2. Merhabalar.
      Çocukluk ve gençlik dönemlerinizin O güzelim anılarınızı paylaştığınız evinizin el değiştirmesine gerçekten çok üzüldüm. İnsan yaşlandıkça böyle gerisin geriye eskilere yani nostaljiye doğru sürekli bir yolculuğa çıkmak ve o eski güzelim anıları tekrar tekrar yaşamak istiyor. İstimlak edilerek yıkılan evimizin şöyle dışarıdan cephelerine göre fotoğraf kareleri yoktur. O zaman ne böyle teknoloji, ne de dijital makinalar vardı. O zamanki makinalar masraflı ve zahmetli bir uğraştı. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun. Eşinize de selam, saygı ve muhabbetlerimi iletin lütfen.

      Sil
  5. Allah rahmet eylesin...Ne güzel anılar biriktirmiş eviniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin çok teşekkürler...
      Öyle çok güzeldi çocukluğumuz, anılarımız...

      Sil
  6. Ne güzel böyle bir yerde büyümek. Doga gibisi yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kesinlikle çok güzeldi. Hem de çok doğaldı herşey...

      Sil
  7. ne kadar şanslısın yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol deepcim evet gerçekten şanslıydık bizler..

      Sil
  8. Sanırım toprağımı gördüm. Doğduğum yeri. Neler yaşamıştım ben de yedi yaşıma kadar... Sonra tayin oldu babam memleketinden biraz uzağa. Çumra'yı unutmam mümkün değil. Kalemine sağlık kızım. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet memleket toprağı Ece ablacım.Çok küçük yaşta ayrılmışsın Çumra'dan.
      Teşekkür ederim ziyaretin için, sevgiyle kucaklıyorum Ece ablacım ♥

      Sil
    2. Ben de seni kızım :) Canım :)

      Sil

Okuduysanız ve yorum bırakırsanız sevinirim :)