Çocuklu Hayat

Çocuklu Hayat

6 Haziran 2017 Salı

Ben Çocukken... (Yeşil Nohut)

yaş nohut ile ilgili görsel sonucu
Daha önce belki bir çok yazımda çocukluğuma özlem duyduğumu ifade etmişimdir. Sanırım yaşlanıyorum yani yaş alıyorum. Yaş aldıkça geçmişe, özellikle de çocukluğuma çok fazla özlem duyduğumu görüyorum. Bana çocukluğumu özleten, burnumda tüten hatta burnumun direğini sızlatan ne varsa bugünden itibaren "Ben Çocukken..." alt başlığında yazmaya başlıyorum. Bu öyle challenge gibi bişey değil her gün yazılacak bir konu değil yani. Ne zaman özlem duyduğum bir çocukluk anısına denk gelirsem o zaman yazacağım. Amaç hem özlemlerimi dile getirmek, benim gibi özlemleri olanlarla buluşmak, hem de çocuklarıma annelerinin çocukluğuyla ilgili ayrıntılı yazılı anılar bırakmak. 

Anadolu'nun küçük bir ilçesinde yaşıyorum. Halkın gelir kaynağının çoğunluğunu çiftçilik oluşturuyor. Pazar hemen karşımda olmasına rağmen her zaman gitmem ben manavdan daha tenha yerlerden almayı tercih ediyorum. Pazarın o kalabalıklığı yoruyor beni. Geçtiğimiz cumartesi benim afacanlar ve ablamla pazara  gitmiştik. Çiçek ve bir kaç domates fidanı aldık çıkıyorduk. Pazarın hemen çıkışında yeşil nohutlardan satılıyordu. Annesi gibi benim oğlanlar da sever neyse aldık. Çocukluğumdan beri çok severim. Öyle çok yerdik ki rahmetli annem  kızım karnın ağrıyacak, cırcır olacaksın derdi. 

Mahallenin genç kızları yazları hem harçlıklarını çıkarmak hem de ailelerine yardım olsun diye tarlalara çapaya giderlerdi. Nohutlar yeşerip büyüdüğünde demet demet yeşil nohutları toplarlar, akşam üstü evlerine dönerken traktör kasalarından mahallede oyun oynayan çocuklara yesinler diye atarlardı. Zaten hepsi de tanıdıktı. Çapacı ablaların yolunu gözlerdik akşam üzerileri... Amaaaa bizim yediklerimiz pazarlarda satılanlar gibi tatsız tuzsuz değildi. Hafif tozlu ve çokça tuzu olurdu dış kabuğunda. Bahçeli evlerimizin şakır şakır akan çeşmesinde şöyle bir sudan geçirdikten sonra bahçe kapımızın dışına otururduk. Büyük bir keyifle yeşil nohutlarımızı yemeye başlar, içi boş olanları patlatıp, en büyük nohudu bulma yarışı yapardık. Bitirince de saplarıyla kapımızın önünü süpürürdük :)) Kiminki daha güzel temizliyor diye yine çocukça yarışırdık :))

Nohut hasadının başlamasına yakın kuruyan nohutlar, yine demet demet atılırdı kasalardan. Bu sefer çiğ çiğ yiyemezdik. Hafif kurumuş ve sararmış olan nohutları annelerimizin yaktığı ateşte usulca çevirerek pişirir, sıcak sıcak yerdik. Bazen de sabırla tek tek çıkarıp, odun ateşinde sacın üzerinde kavururdu annelerimiz. Onun tadı da bir başka güzel olurdu. İçi hafif yumuşak ve sıcak, dışı hafif sert ve kıyır kıyır. Ahh çocukluğum ahh ne güzeldi benim zamanımda çocuk olmak. Ne güzeldi minicik şeylerle mutlu olmak. Gel de özleme gel de burnumda tütme...

Eğer sizler de "Ben Çocukken..." yazı dizisine katılıp, özlemlerinizi dile getirmek, çocukluk anılarınızı bloğunuzda paylaşmak isterseniz buyurun hem yazın hem de çocukluğuza kısa bir yolculuğa çıkın. Hatta yorum bölümünde beni de bilgilendirirseniz sizlerin çocukluk anılarını da okumak isterim. Bir daha ki  "Ben Çocukken..." yazısında buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın... 
Sevgilerimle Ülkü...

20 yorum:

  1. Nohutlu anınız ne güzelmiş.Zaten hayatımızın en güzel anılarının çoğu çocukluğumuzda saklı değil mi? Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba öyle yani en azından benimki öyle çocukluğuma saklanmış anıları çıkarıyorum işte :))

      Sil
  2. Bizde bu şekilde yeriz çok severiz uzun zamandır pazara gitmiyoruz gitsek ilk işimiz bunlardan bir kaç demet almak olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pazardan aldığımızı çok yıkamışlar sanırım hiç tadı tuzu yoktu 😔

      Sil
  3. Yeşil nohutun benim de çocukluğumdaki önemi çok büyük. Okul çıkışı alır eve gelene kadar bitirirdim..:)

    YanıtlaSil
  4. Yazıyı sonuna kadar bezelye diye okumuşum iyi mi :) Hiç yeşil nohut yemedim, ama sisin çocuk halinizi gözümün önüne getirince içim sıcacık oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 😄 ilahi Handan canın sağolsun bezelye oluversin senin için 😌 Hayret sizin pazarlarda yok mu? Şaşırdım. Keşke gönderilebilecek biley olsaydı sana gönderirdim inan 🤗 İçini ısıttığıma göre benim çocukluğum taa oralara kadar gelmiş demek ki 😉

      Sil
  5. Sevgili Ülkü :) Nohut, ah nohut. O kadar severim ki ama Milas'a gidiyoruz yazın. Acaba bu mevsimde mi olur? Ya da onlar yetiştirmiyorlar mı? Çok güzeldi anlatımın. Emeğine sağlık canım. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece ablacım orada yetişip yetişmediğini bilmiyorum 🤷‍♀️ ama bizim buralarda şimdi tam da zamanı her yerde satılıyor. Beğenmene sevindim ablacım öperim tatlış yanaklarından 💕😘 Sevgilerimle...

      Sil
  6. Daha dün yedim. Babamlar bu sene ektiler biz de bol bol yedik. O kabuğundaki ekşimtırak tatla içindeki tatlı nohutun uyumu nefistir. Eskiden arabacılar satardı " bir bağ bir kiloooo" Benim için de stadlarda kutlanan 23 Nisan Bayramı nohut erik sezonunun açılması demekti. Stadın önü satıcı kaynardı. Çifte sevinç yaşardık.
    Başlık süper ilham verdi. Haklısın arada yazmak lazım.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel senin de varmış anılarında :)
      İlham vermesine sevindim ;)
      Yaz yaz yaz da okuyalım ♥

      Sil
  7. Ah yeşil nohut ne çok severdim. Hakikaten o tuzlu tat artık yok, yavan...
    Bizim evin önündeki boşlukta pişirirdi komşumuz, elimiz yüzümüz kara kara yerdik :)
    Nohut sevdam gebeliğim sırasında son buldu, şimdilik kendisine burun kıvırmaktayım, bana pek iyi şeyler hatırlatmıyor :)
    Belki bir gün barışırız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh o kara ellerle yenen sıcacık nohudun tadı da bir başka olurdu bak şimdi nasıl canım çekti Filiz ♥

      Sil
  8. Çok severimmm.... Dediklerinin aynısı benim çocukluğumda da olmuştu ama tek farkla. Bizim nohutları Niğde'den babamın teyzesi gönderirdi :)
    Hakikaten artık o tadı yok.. Gerçi hiç bir şeyin tadı yok..

    YanıtlaSil
  9. Ben hiç çiğ nohut yemedim hayatımda. Merak ettim. Yeşil nohut da yemedim:/ Anneme sorayım o yemiş mi.. Merak ettim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence en kısa sürede temin edip, yemelisin :)

      Sil
  10. Ahhh o nohutlar :)) Kapış kapış yerdik kardeşimle...
    Pazarda ne zaman çıksa alırım hemen ben de ama dediğin gibi eski tadını hiç bulamam Ülkü...
    Bak ne güzel yaptın anlatmakla, bize de hatırlattın o eski güzel günleri ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eee tabi dalda bitmesinin kaygısı kapış kapış yemeyi gerektirirdi çünkü :)
      Ben seviyorum anıları yazmayı Şebnemcim çok derinlere dokunuyor böyle yazılar 😌

      Sil

Okuduysanız ve yorum bırakırsanız sevinirim :)